Açıklama

Alaçatı’nın arnavut kaldırımlı taş sokaklarında mavi panjurlu eski bir taş evin içinde güne uyanıyorsunuz. Güneş ışığı içeriye süzülmeye başlıyor. Sabah meltemi beyaz tül perdeden içeri girerken taptaze narenciye kokularını da taşıyor odanıza. Masanızın üstünde taze ve sulu siyah üzüm tabağı…Hani şu ağzınıza attığınızda patlayan ve sularını tutmak için dudaklarınızı sıkı sıkıya kapadığınız cinsten. Kokusu esintiyle birlikte burnunuza çarpıyor. Siz bembeyaz yastığınızda hala gömülü olan başınızı kaldırmamışken, o temiz çarşafın kokusuna karışan bu ortamın kokusu…